YUNANİSTAN DERSLERİ
Yunanistan ‘kriz’inden çıkarılacak o kadar çok ‘ders’ var ki ; neresinden bașlanırsa bașlansın, benzer durumdaki bir ülke olan Türkiye için yararlı ; jeo-politik açısından önemli ; siyaset felsefesi açısından anlamlı ; ekonomi politik açısından öğretici olabilir.
Halkoylamasından sonra istifa eden Ekonomi Bakanı Yanis Varoufakis’ten bașlanabilir.
5 Temmuz’da yapılan halkoylamasından hemen sonra Berlin’deki Hans-Böckler Vakfının düzenlediği bir toplantıya giden Varoufakis ne diyor ?
Sorun, diyor, Yunanistan sorunu olmanın ötesinde bir ‘Avrupa Sorunu’dur.
‘Avrupa Birliği’nin ‘politik birliğinden’ ‘Avrupa Federasyonu’na geçiș sorunu olarak görülmelidir.
Uzaktan bu tümceyle anlatılmak istenen kolay anlașılmayabilir.
Ya da, bilir bilmez, ‘Avrupa Birliği dağılıyor’, ‘Euro sistemi çöküyor’ türü ‘kalıp düșünce’lere sarılmak zorunda kalınabilir.
‘Biz zaten söylemiștik’ sözlerinin de pek anlamı olmasa gerektir.
O zaman açmak gerekir :
Varoufakis, Avrupa Birliği’nin bugünkü haliyle, yani ‘iç çatıșmaları’yla ‘milliyetçiliği’ beslediğini ve giderek ‘demokrasi’den uzaklaștığını düșünüyor.
Oysa Birlik üyesi ‘Devlet’lere ‘özerk’lik sağlanacak olursa, ‘demokratik bir Avrupa Federasyonu’na doğru yol alınabilir.
Onun için, Almanya ve Fransa’nın egemen olduğu ‘politik birlik’ten ‘ödünler’ verilmelidir.
Zamanında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler birliği de bir ‘politik birlik’ idi.
Ancak adında federalizm olsa da, Varoufakis’e göre, ‘demokratik’ bir federalizm değildi.
‘Demokratik Federalizm’in kralı ‘ABD’dedir.
Onun için, John Keneneth Galbraith’ın oğlu James Kenneth Galbraith’ın yakın arkadașı olup Avusturalya vatandașlığı da olan Yannis Varoufakis, kendisinin de, ABD’nin daha İkinci Dünya Savașı’ndan buyana istediği, Amerikan Birleșik Devletleri benzeri bir Avrupa Birleșik Devletleri’nden yana olduğunu söylüyor.
‘Demokratik’ !
İșler gelip, ‘solcu’ Varoufakis’i ‘sağcı’ Obama’yla aynı düzlemde birleștiriyor.
O Obama ki, Syriza’nın seçimleri kazandığı gün, Tsipras’ı kutlayan ilk devlet bașkanı olup ‘açık destek’ veriyor..
Bir yandan Yunanistan’ın ‘sol hükumet’ini desteklerken, öte yandan da denetimi altında bulunan IMF’ye Yunanistan’ın borçlarının ‘ivedilikle’ ödetilmesi için ‘baskı’ yapıyor.
Ne de olsa ‘Ameriakan dostluğu’, değil mi ama ?
Her ne ise. Bu konuyu bizim ‘komplo’cu arkadașlarımıza bırakalım.
Demek ki, ne oluyormuș ?
ABD, Yunanistan’ı desteklerken, özünde Avrupa Birliği içinde bir ‘çıngar’ çıkmasını da el altından örgütlüyormuș.
Böylece tüm dünyada Yunanistan battı ; artık iflah olmaz, ‘insanî yardım’ gerek türü bir ‘vaveyla’ koparılmıș oluyordu.
Ekonomi politiğin ‘rakam’larınadan bașkasını göremeyen ‘ekonomistler’ bile ‘rakamları’ ters görmeye bașlıyorlardı.
Çünkü onlarda bir ‘gözlemci’ gözü bulunmayıp, yetiștirilmelerinden kaynaklı sürekli bir ‘at gözlüğü’ takılı durumdadır.
ABD ise bir tașla iki kușu vurmuș oluyordu.
Hem Avrupa Birliği içinde Almanya ve Fransa’nın ‘egemenliği’ni tartıșmaya açıyor, Avrupa Federasyonu türü ‘eski’ planı uygulamaya koyuyor ve hem de destekler gibi göründüğü ‘Sol Hükumeti’n bașına bir ‘bela’ sarıyordu.
Kısaca Yunanistan ‘kriz’i çok derslerle dolu.
Bir yandan gelișmeleri izlerken bir yandan da olup bitenin, o sıradanlaștırılmıș ‘perde arkası’ terimini kullanmasak da, olayların ‘özü’nü anlamaya çalıșalım diyorum.
O bayat, ‘önyargı’ dolu, ‘bilgi’den yoksun ‘değerlendirmeler’in zamanı değil.
Çevremizde olanlardan ‘ders’ çıkarma zamanıdır.
Habip Hamza Erdem