Yurtseverlik Üzerine

Yurtseverlik Üzerine

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Çrş Oca 27, 2010 4:28

YURTSEVERLİK ÜZERİNE
Yurtseverlik kavramını çözümlemeye yurt ve sevgisi gibi iki ögesini ayırmakla bașlanabilir.
Her iki ögenin bir somut bir de soyut yanı olduğu da önkabullerimizden olsun.
Ki somuttan soyuta gidip soyuttan somuta gelebilelim.
Basitten karmașığa gidebilmek için de çocuk örneğini alalım. Henüz toplumsal değer yargılarıyla biçimlenmemiș olduğu için.
Yeni doğan bir çocuğun annesinin memesine sarılması somut bir gereksinme içindir. Annesinin kokusunu tanıması ve annesine karșı ‘soyut bir sevgi’ duyması sözkonusu değildir. Hastahane içinde sütü olan herhangi bir kadın onu emzirebilir ve bebek annesi olmayan bu kadının memesini emerken annesi midir değil midir diye bakmaz. Bebek için öncelik süttedir ve ona süt veren kim ise onu sevecektir. Buna somut sevgi diyelim.
Oysa hayvanlar dünyasında olay tamamen bașka boyutlarda gerçekleșir. Binlerce koyun içinde kuzu anasını ana da kuzusunu bulmak zorundadır ve kuzunun yașayabilmesi anasını bulmaktan geçer. Çünkü anasını bulamayan kuzuyu bir bașka koyunun kabullenmesi sözkonusu değildir.
Ve çocuk babası için de yine somut bir sevgi duyar bașlangıçta. Kim onu okșar ve severse o da ona karșı bir yakınlık duyacak, diyelim onu sevecektir. Kim onu gezmeye götürecek, kim ona oyuncak alacak ve kim onunla daha çok oynayacaksa çocuk da onu o kadar fazla sevecektir.
Ne var ki çocuk büyüdükçe ve çevresinde olup bitenleri öğrenmeye bașladıkça; aile kavramını, yani ana-baba, dayı-amca, hala-teyzesini de tanıyacaktır.
Bu çocuğun laboratuvar çocuğu olduğunu varsayalım ve ondan çok uzun bir zaman diliminde gerçek ana-baba, dayı-amca ve hala-teyzesini saklayalım. Yedi-sekiz, on-onbeș ve hatta yirmi-yirmibeș yașlarına değin bu çocuk gerçek ailesini tanımamıș olsun.
Yirmibeș yașında iken, bir gün ve bir Yeșilçam seneryosu örneği ona gerçek ana-babasının șunlar, hala ve teyzesinin bunlar olduğu açıklanmıș olsun.
Kendisini o güne değin yetiștiren, çocukken süt veren analığı, giyecek ve oyuncak alan babalığı, her türlü sevgi, yardım ve desteği gösteren diğer eski-akrabalarına karșı çocuğun sevgisinde bir azalmanın olabileceği düșünülemez.
Ne var ki, yirmibeș yıl sonra tanıdığı gerçek ana-baba, dayı-amca ve hala-teyzesine karșı, olağanüstü bir biçimde sevgi duyacağı da kesinlikle yadsınamaz.
İște gerçek ana-babası ve ailesine karșı duyacağı sevgi tamamen soyut bir sevgidir. Oysa kendisini yetiștiren ana-baba ya da önceki ailesine karșı duyduğu sevgi somut bir sevgi olarak kalacaktır.
Çocuğa ana-baba, aile ya da yurt sevgisi demek ki toplum tarafından verilmektedir. Soyuttur ama somut sevgiden daha bir kapsamlıdır.
Onun ‘insanoğlu’ olmasından kaynaklanmaktadır.
Yalın bir duygu olmasından öte, bir değerdir.
Örneğimize dönecek olur da, laboratuvar çocuğumuzun Fransa’da doğup büyümesine karșın gerçek ana babasının Türkiye’de yașadığını varsayarsak; çocuğun yurt sevgisinin de Türkiye’de yașayanlardan hiç de geri kalmayacağını ileri sürebiliriz.
İnanılmaz bir biçimde yurtsever olacaktır.
Ülkesi için canını bile vermeye hazır olduğunu söylecektir.
Ne süt ve ne de kandan gelmektedir bu sevgi.
‘Sütsüz’ ya da ‘kansız’ gibi nitelemeler bu sevginin olmadığı durumlar için söylenmiș olsalar bile, buradaki örnekleme için kesinlikle kullanılamazlar.
Kușkusuz binlerce ‘laboratuvar çocuğu’ içinden aykırı örnekler de çıkabilir.
Ne var ki, örnek ‘laboratuvar çocuğu’muz bir genelleme yapılabilmesi için haydi haydi elverișlidir.
Ve Türklük ile de yakından uzaktan ilgisi yoktur.
Ancak yurtseverliğin herșeyden önce bir ‘toplumsal değer’ olduğunu kanıtlamak için yeter koșuldur.
Bir bașka deyișle, insanı insan yapan değerlerdendir.
Kimileri için gerek koșul olmasa bile.
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1635
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x