YURTTAȘLIK TANIMI
‘Yeni Anayasa’ yazım çabalarında ‘yurttașlık tanımı’ üzerinde anlașmazlık çıktı deniyor.
Sanki kendilerinden ‘yeni anayasa’ yazmalarını isteyen varmıș gibi.
‘Yurttașlık tanımı’ için de zahmet buyurmasınlar.
Zaten son on yılda çıkan yasalar öyle ‘özel komisyonlar’dan falan da geçmedi.
Adamlar ülkeyi ‘KKK’lar ile, yani ‘kanun kuvvetinde kararname’ler ile yönetmektedirler.
İç tüzüğe uysun diye ‘sözde’ komisyonlardan geçen ‘yasa metinleri’ de ‘Genel Kurul’da milletvekillerinin ‘tam uyum’aya geçtikleri saatlerde, önceden hazırlanmıș önergelerle hep değiștirilmedi mi?
Bunların çıkardıkları, tüm ama tüm ‘yasa’lar ‘torba yasa’ değil midir?
Hatta ‘çuval’ ve belki de ‘harar yasa’...
Kușkusuz ‘Millet Meclisi’ ‘yasama kurumu’ olarak her konuda ‘yasa’ yazabilir.
Ancak ‘anayasa’ yazamaz.
Çünkü ‘Anayasa’lar, sanıldığının aksine ‘yasa’ değildirler.
Yazılmayıp, ancak yapılabilirler.
Anayasaları yazılan Devlet-Uluslar da vardır.
Sözgelimi bugün süper güç olan Almanya’nın anayasası bile İngiltere’de yazılmıștır.
Ne var ki, Hitler fașizminin beș yıl dünyayı kasıp kavurmasından sonra.
Ve Alman ordularının Hitler hükûmetiyle birlikte darmadağın edilmesinin ardından..
Benzer bir anayasa Japonya için de yazılmıș olabilir.
‘Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası ise Kurtuluș Savașı’ndan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce yazılmıștır.
Yazılmıș demek doğru olmaz, yurttașların bilincine kazınmıștır.
Ne 1960 ne de 1982 ‘anayasa’ları 1924 anayasası’nın ‘ilkeleri’ne dokunamamıșlardır.
Son ‘anayasa değișiklikleri’ de ‘bașlangıç ilkeleri’ne dokunamamıștır.
Dokunamazdı da.
Șimdi ‘yeni anayasa’ ile dokunabileceklerini sanmaktalar.
Ve daha ‘yurttașlık tanımı’nda anlașmazlığa düștükleri söylenmekte.
Yurttașlığın ‘tanımlanabileceği’ni sanıyor olmalılar.
Mustafa Kemal’in 17 Mart 1923 yılında Mersin’e geldiği zaman Reșit Galip ne demiști?
"Sen bu milletin yalnız müncisi, yalnız bir halaskarı (kurtarıcısı) ve yalnız bir kahramanı değilsin, sen bunlardan daha çok büyüksün; sen bu milletin bir ferdisin. Senin en birinci büyüklüğün bu milletin bir ferdi olmakla iktifa ve iftihar etmekliğindir".
Demek ki neymiș?
Öz Türkçesi ile, ‘bu ulusun bir bireyi olmak’ ve ‘onunla yetinip övünmek’ o ulusu ‘kurtarmıș olmaktan’ daha büyük bir ișmiș.
Ve Mustafa Kemal, “Hakikaten muhterem doktorun dediği gibi, benim için dünyada en büyük mevki ve mükafat bu milletin bir ferdi olarak yaşamaktır” diye yanıtlamıștı.
O Mustafa Kemal ki, ordu müfettişliğinden istifa ederken artık önemli bir Osmanlı Pașası değil ama "ulusun bağrında bir ferd-i mücahid (savaşımcı birey)” olduğunu açıklamıștı.
Șimdi bu yarı-buçuk ‘yeni anayasa yazım komisyonu’ üyelerinden hangisi ‘ulusun bağrında yer bulabilecek savașımcı birey’ olmuștur da ‘ben’i tanımlamaya yeltenmektedir.
Kendi kendilerini istedikleri gibi tanımlamakta özgür olabilirler.
Kendilerini ‘yeni anyasa yazım komisyonu üyesi’ olarak da tanımlayabilirler.
Ancak ulusun bağrında yer bulabildiklerini söylemenin olanağı yoktur.
Savașımcı oldukları söylenebilir belki.
Ancak onların savașımları ‘Türk ulusu’nu dağıtma savașımıdır.
Burada yineliyorum, logosunda ‘Türk’ bulunan, Haber Türk, Sky Türk, TRT Türk, Kanal Türk, CNN Türk gibi yazılı ve görsel basın yönetimleri ve konukları, tümden ve bir bütün olarak ‘Türklük’ karșıtı bir çaba içerisindedirler.
Bunlar kendilerini ‘... Türk’ olarak tanımlamanın ötesinde, ‘... Türk’ olarak tescil bile ettirmișlerdir.
‘Yeni anayasa yazım komisyonu’ üyeleri de kendilerine göre bir ‘Türk Yurttașlığı’ tanımı yapmaya çalıșabilirler.
Onlar ‘Türk yurttașlığı’nı tanımlanabilecek bir șey olarak görmektedirler.
Oysa ‘yurttașlık’ tanımlanabilecek değil ‘duyumsanacak bir șeydir.
O nedenle, komisyon üyelerinin ‘yurttașlık tanımı’ üzerine tartıșmak yerine, yurttaș olmayı duyumsamaya çalıșmalarında yarar vardır.
Bu dünyada ‘en büyük mevki ve mükafat’ olarak ‘bu milletin bir ferdi’ olmayı içlerine sindirebiliyorlar mı sindiremiyorlar mı?
Önce açıkça bunu söyleyebilmelidirler.
O ‘komisyonun’ kaç üyesi bunu açıkca söyleyebilecektir?
...
Eh o zaman, onlar önce kendilerini doğru dürüst tanımlasınlar.
Ben kendimi tanımlamayı onlardan çok daha iyi bilirim.
Habip Hamza Erdem