ZEHİR ve ZEMBEREK
Turgut Özal öldü mü öldürüldü mü?
Öldüğü gün, ‘öldü ve kurtuldu’ diye düșünmüștüm.
Yașasaydı, bizim oralarda bir deyim vardır, sözlükte karșılığı var mıdır bilemem; ‘malamat’ olacaktı.
Çünkü, 12 Eylül’ü iliklerinde yașamıș biri için, 12 Eylül demek Kenan Evren kadar ve Kenan Evren’den çok Turgut Özal demektir.
Ekonomi politiğe kenarından bulașmıș biri için de ’24 Ocak Kararları’ demektir.
Ve ’24 Ocak Kararları’, bir A4 kağıdına kargacık burgacık bir yazı ile yazılmıș bir ‘kararlar demeti’ de değildir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ‘çağdaș uygarlık yolu’ndan uzaklaștırma kararlarıdır.
Cumhuriyet’ten saptırma kararlarıdır.
Türkiye toplumunu, Türk ulusu da denilebilir kılcal damarlarına değin ‘zehirleme’ kararlarıdır.
Anadolu topraklarını emperyalist çıkarlara sonuna değin açma kararlarıdır.
Cumhuriyet’in birikimlerini ‘mirasyedi’ mantığıyla çar-çur etmektir.
Özelleștirmedir.
Özel çıkarların kamu çıkarlarının önüne geçmesidir.
Oğul, kız, yeğenlerin kayırılmaya bașlanmasıdır.
Hürrem Sultan özentilerinin yaratılmasıdır.
‘Türk Parasını Koruma Yasası’nın yürürlükten kaldırılmasıdır.
‘Vatana ihanet yasası’nın kaldırılmasıdır.
‘Kürt Sorunu’nun yaratılması, Lozan’ın delinmek istenmesidir.
Laikliğin sulandırılmasıdır.
Türkiye’nin ‘Orta Doğu bataklığı’na batırılmasıdır.
İstanbul’un Beyrut yapılmasıdır.
Rüșvet ve haksız kazancın olağan sayılmasıdır.
Ekonominin kısırlaștırılması, yerli üretimin köküne, her alanda, kibrit suyu dökülmesidir.
Unutulmasın ki ‘kibritin suyu’ zehirlidir.
Turgut Özal’ın her kararı ve her eylemi Türkiye halkı ve Anadolu toprakları için ‘kibrit suyu’ olmuștur.
Turgut Özal o nedenle ‘zehirli’ biri idi.
Koca bir ülkeyi ve ulusu zehirledi.
Șimdi onun ‘zehirlenmiș’ olabileceği üzerine yapılan dedikodular, bașta 12 Eylül ve 24 Ocak Kararları olmak üzere, 12 Kasım 1979’da atandığı Başbakanlık Müsteşarlığı ile DPT Müsteşar vekilliği görevlerinden 17 Nisan 1993 tarihindeki ölümüne değin aldığı her kararın ‘zehirli’ olduğunu örtmek için olmasın..
Etkin görev yaptığı o ondört yıllık dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk ulusuna zerk ettiği zehir, toplumun zembereğini germemiștir denilebilir mi?
Germiștir.
Karısı, kızı ya da oğullarının hala onu gündemde tutmak girișimleri ise zaten gergin olan zembereğin boșalmasına yol açacak gibi görünmektedir.
Bugün yürürlükte olan ‘Amerikan tipi’ parti, seçim ve hükûmetler onun eseridir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni devletlikten çıkarma girișimleri onun eseridir.
Devleti ‘șirket gibi’ yönetmek alıșkanlığı onun eseridir.
‘Zehirlenmiș olabileceği’ dedikodusu da Amerikan tipi bir ‘siyaset’tir.
Özellikle ‘siyaset’ diyorum, çünkü bu terimi pek kullanmam genelde.
Turgut Özal’ın yirmi yıl aradan sonra zehirlenmiș olabileceği üzerine de ‘Politika’ yapılmaz ki.
Olsa olsaTurgut Özal’in politikayı da zehirlemiș olduğu söylenebilir.
Ne var ki Türkiye’nin zembereği de boșalmak üzeredir.
Habip Hamza Erdem