"Zemberek"
Kimi kitapların boyutu küçüktür ve insana eti ne ki budu ne olsun dedirtir. Enderdir ama okuyunca bilgiyle yüklü bir bombayla karşılaşırsınız. Bilinç düzeyi ve aktarımdaki ustalık sıradışıdır. Anlaşılması güç karmaşık sorunlar, yalın ve akıcı bir dille aktarılmıştır. Çok yönlü araştırma, kültürel birikim ve yoğun emek ürünüdür. Kolay okunur. Ender rastlanan bu kitaplar yalnızca yazarının değil toplumun yüzakıdır. “Zemberek” böyle bir kitaptır.
Kısa yazıyla çok şey anlatma becerisi; yazıyla uğraşanların düzeyini yansıtan, bilgi, sabırlı çalışma ve yoğun emekle kazanılan bir yetenektir. Bir konuyu on sayfada anlatmak için bir hafta uğraşırsanız, üç sayfada aktarmak için bir ay uğraşmanız gerekir. Şairler bu nedenle çok değildir. Romancının değeri, uzun betimlemelerle verilen duyguyu, kısa tümcelerle aktarabilmesinde saklıdır. Öykücünün hüneri, sayfa sayısıyla orantılıdır.
Ekonomik-politik alanda yazı yazmak ise, roman ya da öykü yazmaya benzemez. Yazı ustalığı ve bilgi yanında yüksek bilinç ve kavrama yeteneği gerektirir. Konuların çok yönlülüğü, bu alanda uzatmadan bilgi aktarmayı ve bilinç oluşturmayı, altından kalkılması güç bir iş haline getirir. Bunu başarabilenler, edebiyat dünyasının şairleri gibidir.
*
“Zemberek”i okurken, yüksek düzeyli bir “şairin” yeni ve etkili bir “şiiriyle” karşı karşıya olduğumu anladım ve heyecanlandım. “Küreselleşen dünya”, bütün pisliğiyle gözler önüne seriliyor ve insanlığa acı cektiren uygulamalar, biçimi ve bağlantılarıyla göz önüne kunuyordu. Anlatım, kanıt ve belgeleriyle “şiir” mükemmeldi. Gençleri uyaran 3,5 sayfalık son bölüm ise şaheserdi. Bu nitelikte bir uyarıyı bir daha hangi yazar, acaba ne zaman ve nasıl yapar? Yapabilir mi?
Kimi kitapların boyutu küçüktür ve insana eti ne ki budu ne olsun dedirtir. Enderdir ama okuyunca bilgiyle yüklü bir bombayla karşılaşırsınız. Bilinç düzeyi ve aktarımdaki ustalık sıradışıdır. Anlaşılması güç karmaşık sorunlar, yalın ve akıcı bir dille aktarılmıştır. Çok yönlü araştırma, kültürel birikim ve yoğun emek ürünüdür. Kolay okunur. Ender rastlanan bu kitaplar yalnızca yazarının değil toplumun yüzakıdır. “Zemberek” böyle bir kitaptır.
*
Emperyalizm, Türkiye’de sıkça dile getirilen ancak içi doldurulamayan yani yeterince bilinmeyen bir olgu. Karşı koyulması gerektiği yönünde bir algı var ama gerçek niteliği, nasıl işlediği, günümüzde kullandığı yöntemlerin ne olduğu yeterince bilinmiyor. Soyut bir kavram olarak kalıyor. Bu nedenle ona karşı yürütülecek mücadele, somut hedeflere yöneltilemiyor.
Küçük boyutuna karşın, “Zemberek”, yeterince başarılamayan bu sorunun altından kalkıyor ve emperyalizmi elle tutulur, gözle görülür duruma getiriyor. Emperyalist çarkın işleyiş biçimini ve kullandığı araçları, herkesin görüp kavrayabileceği açıklıkla ortaya koyuyor ve ulusal mücadeleyi somut hedeflere yöneltiyor.
*
Dünyada neler olduğunu, ülkemize dalgalar halinde gelen yıkıcı saldırıya direnmek ve üstesinden gelmek gerekiyor. Bunu başarmak için bilgili ve bilinçli olmak zorundayız. Bilgisiz yerde direnç oluşmaz, güç birikmez. Ulusal mücadelenin dayanağı örgüt, örgütün dayanağı ise bilinçtir.
Sürmekte olan küresel savaşın, kuralları ve işleyişini kaç kişi biliyor? Karma/hibrit savaşlar, terör ordusu, iliştirilmiş (embedded) gazeteci, örtülü operasyon askerleri, sürekli kaos kuramı, serbest devrimciler (freelance revolutionary), kiralık ordu/sivil savaşçı, vekalet savaşları, arka plan yönetimi (lead from behind), darbe imalatçıları, beyaz bereliler (WihiteHelmets)... Bu tanımların ne anlama geldiği, Türkiye için ne ifade ettiği ne kadar biliniyor? Bunlara karşı ne önlem alınıyor? Bunları bilmeden; içine düştüğümüz bataktan kurtulmak, terörü önlemek, ulusal varlığı korumak mümkün mü?
Elimde imkan olsa, “Zemberek”i, ülke yönetiminde yer alanlar başta olmak üzere; milletvekillerine, subaylara, emniyet görevlilerine, akademisyenlere, son günlerde ortaya çıkan “terör uzmanlarına” ve herkese okutur; ne anladıklarını rapor halinde yazıya dökmelerini isterdim. “Zemberek”i okuyup kavramayanlara, ülke güvenliğiyle ilgili alanlarda görev vermezdim.
Metin AYDOĞAN, 22 Aralık 2016