Zihin kontrolü ile yeni rejim kurmak!
Tuncay Erciyes, Dr. Sinan Canan’ın “zihin kontrolü” ile ilgili bir makalesini gönderdi. Konuyla ilgili başka makalelerini de okuduğum Sinan Canan, “Zihin kontrolü gerçekten yapılabiliyor mu?” diye sorduktan sonra “Yüzde yüz hakikat. Her gün ona maruz kalıyorsunuz ama uzaktan. Bunu net söyleyebilirim” diye cevap veriyor:
* Nokta atışıyla, elektromanyetik dalgalarla zihnimizi kontrol eden kimse yok. Ancak, içimizde hayvanî güdülerle bizi bir yerlere itmeye, bir şeyler yapmaya zorlayan nefs dediğimiz bir şey var.
* Her bir insanın beyni parmak izi gibi farklı olduğu için, kitlelerin üzerinde zihin kontrolü yapmak, insanların genel ve temel özelliklerini bilmenize bağlıdır.
* Zihin kontrolü yaparak cinsel içerikli reklâm ya da bir hayat tarzı satmaya çalışan insanların önündeki en önemli engel, beyninin üst kısmı iyi eğitilmiş insanlardır. Zihin kontrolü için ilk yapmanız gereken şey, nefsi disiplin altına almayı sağlayan eğitimi, inancı, kültürel yapıyı bertaraf etmektir... O işin ilk ayağı budur. Bunları havaya uçurursanız zihin kontrolü bütün insanların üzerinde tıkır tıkır çalışır.
* * *
Canan, şu bilgileri veriyor:
Binlerce zihin kontrol yöntemi vardır:
■ Grup baskısı: Ait olunan grubun değerleri dışında değerlerin kabul edilmemesi için yapılan telkinler, sınırlamalar bütünü.
■ Eski değerlere saldırı: Yeni bir takım fikirlerin kabulünü kolaylaştırmak için eski değerlere saldırarak onları gözden düşürmeye çalışmak.
■ Soru yasaklamak: Otorite kullanarak, grup/cemaat/rejim içindeki hâkim düşünceyi tehlikeye sokabilecek soruların önünün kapatılması, ayıplanması, cezalandırılması.
■ Lisan suistimali: Lisanın kasıtlı ve yaygın bir biçimde kötüye kullanılması ile insanların lisan yeteneklerini, dolayısıyla düşünme ve algı alışkanlıklarını sakatlamak.
■ Afazi: Kelimelerin anlamlarında karmaşa yaratarak ve aslı/tanımı olmayan yeni kavramlar ortaya koyarak, insanların iletişim yeteneklerini baltalamak ve kişileri birbirlerinin dilinden anlamaz hale getirmek.
■ Giyim kodları: Giysilere, aslında olmayan mesajlar yüklenmesi ve bu sayede insanlar arasındaki farklılıkları pekiştirme/vurgulama çabası.
■ Slogan atmak, slogan düşünce üretmek: Topluluğa ait düşünsel kalıpların bireyler arasında bilinçsizce ve sorgusuz olarak kabul edilmesine yönelik ifadelerin, yüksek sesle tekrarlanması. Orijinal düşüncelerin engellenmesi...
■ Parasal bağımlılık: Mali kaynaklar üzerinden bağımlı hale getirilme. Bu şekilde bağımlı hale getirilen toplumların yönlendirilmesi büyük ölçüde kolaylaşır.
■ Sosyal yalıtım: Tehlike veya riskli düşünce/eylem sahibi birey veya grupların genel topluluktan ayrılması, iletişimin kısıtlanması. Örnek: Hapsedilen aydın kesim.
■ Kontrollü korku: Toplumu veya bireyi sürekli gergin, korkulu bir halde tutmak üzere senaryolar üretmek.
■ Bu yöntemlerin topyekûn kullanılması, tahminlerin çok ötesinde başarı sağlayabilir. Özellikle ülkemizde birçok “anormal toplumsal davranış”ın altında bu tip sebeplerin rol oynadığına kuşku yok.
* * *
Bu verilere göre Türkiye’nin kurucu değerlerinin enkaz yarattığını ileri sürmek, başörtüsüne ilgisi olmayan anlamlar yüklemek, “Egemenlik Allah’ındır” diyerek rejimi yıkma girişimini ulvi bir kabule bağlamak, ağzını açanı hakaretten tutuklamak, uydurma davalarla aydınları baskı altına almak, eylem yapanı gaz fişeği ile vurmak, sopalı, palalı gruplar kullanarak halkı sindirmeye çalışmak, televizyonlarda önceleri “çözüm süreci”ni, bugünlerde ise “başkanlık sistemi”ni tartıştırmak, sokakta kredi kartı dağıtarak halkı midesinden bağımlı hale getirmek, “yeni bir rejim ve yeni bir devlet kurmak için toplumsal zihin kontrolü” uygulamalarından sadece birkaçıdır...
Uyanmak için Allah’ın sopasını yemek gerekiyor herhalde!
Arslan BULUT, 10 Mart 2016
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr