
Amerikalı yazar Daniel Pipes:
“Fundamantalist İslam ile baş edecek ılımlı birisi yok mu? Bu cesur hareket ABD tarafından finanse edilmeli, yerleşmesine öncelik verilmeli, güçlendirilmelidir” diyor.
Şu açıklama ABD’nin eski Dışişleri Bakan Yardımcılarından Richard Holbrook’un:
“11 Eylül’den beri ABD, dünyanın her yerinde ılımlı İslam demokrasileri istiyor. İşte sadece iki örnek var, Türkiye ve Malezya.”
Demek Amerika orijinal İslam istemiyor; içi boşaltılmış, inanç ve iddiaları törpülenmiş, Hıristiyanlık ile eşitlenmiş bir İslam istiyor. ABD’nin bu “ılımlı İslam” projesine göre Müslümanlar ayrı bir medeniyet, ayrı bir kültür geliştirmeyecekler; ABD tarafından terbiye edilecekler, ABD’nin kontrolünde olacaklar.
Amerikalılar ılımlı İslam isterler de ılımlı milliyetçilik istemezler mi? İsterler. Amerikalılar orijinal milliyetçiliğin milletleri ayakta tuttuğunu, sulandırılmamış milliyetçiliğin kendilerine boyun eğmeyeceğini bildikleri için milli düşünceleri suçlarlar, milli devletleri yıkarlar.
Türkiye’de Ilımlı İslamcılık
Türkiye’de, Turgut Özal ile başlayan süreçte İslam ılımlı hale gelmeye başladı.
Özal, Daniel Pipes gibi Fundamantalizme çattı, katıksız İslam’ı tarikat-cemaat İslam’ına (ılımlı İslam) dönüştürdü, bu İslam anlayışını ABD ile uyumlu hale getirdi.
ABD, “İkiz Kuleler”in yıkılışından sonra İslam dünyasında ılımlı Müslüman yöneticiler, ılımlı “Hocaefendi”ler buldu, onların partilerini destekledi, cemaatlerini güçlendirdi, vatandaşlık hakkı tanıdı, ABD’de ikamet etme kolaylığı sağladı.
Türkiye’deki “dinlerarası diyalog, medeniyetler arası ittifak” tezleri, bu tezlerin taraftar bulması, “medeniyetlerin kökü birdir, tüm insanlar kardeştir” gibi görüşlerin yaygınlaştırılması ılımlı İslamcılıktır.
“Allah indinde gerçek din İslam’dır” ayetinin camilerimizdeki hutbelerden çıkarılışı, kelime-i tevhit ve ezandan “Muhammed” kısmının “unutulması” ılımlı İslamcılıktır.
Türkiye’de, havra-kilise-cami üçlüsünden oluşan mabetlerin yapılması, Avrupa’ya gidecek din görevlilerimizin Papazlar tarafından eğitim ve öğretime tabi tutulmaları ılımlı İslamcılıktır.
ABD, Ilımlı İslam’ın İslam ülkelerinde kökleşmesi için ılımlı/güdümlü yöneticiler buluyor, onlara verdiği çavuş, onbaşı rütbeleri ile İslam ülkelerini yakıyor, Müslüman’ı Müslüman’a düşürüyor. Bakınız, İslam coğrafyasında Müslüman Müslüman’ı katlediyor, İslam dünyasındaki “Müslüman yöneticiler de Amerika safında kılıç sallıyor. Bunların hepsi “ılımlı Müslüman” modelidir.
Türkiye’de Ilımlı Milliyetçilik
Haçlı emperyalizmi bir yere sırf inanç tahribatıyla girmez. Bilir ki, oradaki orijinal milliyetçilik yok edilmeden oraya girilmez. Bu yüzden ABD milliyetçiliği de ılımlı yapmaya çalışır ve yapar.
Mesela Türk milliyetçiliği 12 Eylül 1980’den beri “ayıp, günah, çağ dışı” sayılıyor milliyetçiler tarikat-cemaat hücrelerine kapatılıp oralarda uyuşturuluyor. Geçmişin başı dik yiğitleri bir anda sünepeleşiyorlar.
Türk milliyetçiliğinin ılımlı kılınması yalnız dini yollarla olmuyor; siyasi yollarla da oluyor. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye’deki Türk milliyetçiliğinin partisi olan bir partinin üst düzey kadroları 1977 seçimlerinde seçim beyannamelerine “ABD stratejik ortağımızdır” yazdılar. Bu kadrolar artık Kayseri’nin yükseklerinde milliyetçilerin kucaklaşmalarına fırsat vermiyorlar, bıyıkları makaslıyorlar, çizgisi hep milli olanları partiden kovuyorlar.Türk milliyetçiliğinin partisi olarak bilinen partinin başkan ve üst düzey yöneticilerinin ABD ve AKP’ye karşı tutumlarından bir ikisini hatırlarsak milliyetçiliğin nasıl ılımlı (ABD ve AKP güdümlü) kılındığını çok görürüz.
Batı’nın sömürgecileri Türkiye’deki ılımlı mücahitler aracılığıyla “Türk, Türkiye, Atatürk” gibi değerlerimizi yasalardan çıkarttılar, “Türküm” demek bile suç sayıldı; milliyetçi lider/liderler sustular. Daha vahimi, bunlardan kimi, “evrensellikle uyuşan bir milliyetçilik anlayışına girdi, Türk milliyetçiliğini kökünden kurutmaya kalktı.
ABD Büyük Ortadoğu Projesini (BOP) uygulamaya koyarak İslam ülkelerini dağıtırken Türkiye’nin öndeki milliyetçileri Libya, Suriye gibi ülkelerin işgali tezkerelerine oy verdiler, AKP ve ABD’nin elini güçlendirdiler. ABD, BOP ile Türkiye haritasını bölmeye çalışırken, AKP Türk milletini 30 küsur etnik kökene ayırırken, Meclis’teki Türk milliyetçilerinin yaptıkları Türk milliyetçiliği değildir; “ılımlı milliyetçiliktir, Amerikancılıktır.”
Özetle: Görüp yaşadığımız İslam ve milliyetçilik orijinal İslam ve orijinal milliyetçilik değildir; bunlar ılımlı İslam ve ılımlı milliyetçiliktir. Bu yüzden sıkıntılıyız. Ilımlı İslam’ı, güdümlü milliyetçiliği terk etmek zorundayız.
Yusuf DÜLGER, 12 Ekim 2012