Üzerinde Atatürk Resmi Olmayan Para

İnsanlarımız üzerinde Atatürk resmi olmayan hatıra parayı kullanmayarak protesto ediyor. Resmin altına “Üzerinde Atatürk olmayan bu paraları kabul etmeyelim, iade edelim” yazan e-postalar dolaşıyor. Bu protestoya ben de katılıyorum.



Gümüşten yapılan bu hatıra para 50 TL değerinde olup 100 TL’den satılıyormuş. 1 TL değerinde alışverişe sunulmuş olan bir tane daha varmış, onun üzerinde şenliğin bu seneki duyurusu “İnsanlık el ele” yazılıymış.

Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürü Sadettin Parmaksız, “Her yıl büyük bir heyecanla bekler hale geldiğimiz Türkçe Olimpiyatları’na biz de bastırdığımız bu paralarla destek veriyoruz” demiş.

Darphane, vatandaşına kâr amaçlı satış yapabilir mi, bu nasıl oluyor, biri bunu bana anlatsın. Ancak ben bu işin çirkin kaçan başka yanlarından söz edeceğim.

Bir kere, başta olması gereken bu parada BUĞDAY yok, yani bereket duası yok. 2005’de paramızdan buğday yok edildiği için insanımız buğdayı unuttu.


Keşke 2005'de sıfırları atarken hokus pokus buğdayın yok edildiğini fark edip ona da aynı tepkiyi verseydik. Şimdi paradan Atatürk'ü yok etmeye kadar cüret edemezlerdi...
Peki, 2006’da kâğıt paraya giren kuyruklu yıldızın kuyruğu gibi yamuk HİLAL nerden çıkmıştı? Ya o tarihi Türk Yıldızı güzelim ŞEMS ne hale geldi?.. Hani onlar tarihi Selçuklu ve Osmanlı bayraklarının sembolleriydi?!

Hilal, kâğıt paranın üzerinde oldu kuyruklu yıldız, sekizli Şems oldu yedili bir şey.
10 TL üzerinde üstelik de altı tane yedi köşeli o şeyden var. 7’li, asal sayıdır, matematiksizliktir. Bir daha Cahit Arf gibi matematikçiniz çıkmayacak, bunu ilân ediyor. Çünkü aynı tarihte Matematik kitabından havuz hesabı ünitesi çıkartılmıştı ve bunu protesto eden olmamıştı...

Kavramlarımızla, dilimizle oynaya oynaya, milletçe anlama özürlü hale geldik. Güncel örnektir; bu hafta KUR sistemine geçiyoruz diye ilan edildi, kimse kur sistemi bu yaşta olmaz, çocukların gruplarını parçalar, pedagojik yanlıştır, demedi. “İngilizceyi 2.sınıfta başlatıyoruz” diye ilan edildi, bunun 6 yaş olduğunu kimse anlayamadı, çünkü “anaokulu”(5-9 yaş) demesi gerekirken bu kademeye “ilkokul” demeye devam ediyor bakanlık.

Paraya konulan kuyruklu yıldız gibi, bazı camilerde hilaller de kuyruklu yıldız oldu… E-Devletimizin de kırmızı kuyruklu yıldızı var. Yani TC şimdi kaymakta olan yıldızdır.

Bakınız, Muhammed'siz İslam’a geçirildik; Hz.Muhammed'siz Din Dersi bu yıl başlıyor. Seçmeli ders numarasıyla yerinden kaydırıldı, o da kuyruklu yıldız oldu gidiyor…

Hatıra paraya dönelim, Büyük Parantezi görelim. Ne diyor orda, o bir sembol olabilir mi? Matematikte kullanılan bir işarettir, ne işi var Türkçe yazıda? Üstelik, büyük parantez içerisindeki iki satırın punto farkı olabilir mi? Dil kuralını kaç kere bozduklarını gördünüz mü? Bu mu Türkçe olimpiyatı?! Yoksa Türkçeyi katletme olimpiyatı mı bu?

Türkçe “olimpiyatında!” göz göre göre yazı dilinde asimetriler, yani KAOS yaratılmıştır. Bu kadar çok bozukluk ancak bilerek yapılır. Dava etmek lazım, ancak dava edecek bir muhatabımız bile yoktur. Oysa perde arkasından birileri bize nanik yaparak, “Siz mi Türkçeyi resmi dil yaptınız, Türkçenizi alın şimdi konuşun bakalım, onu paramparça etmeyi başardık, bu şenlikte onu kutluyoruz!” diyor.

Bir kavram kaydırma daha; “olimpiyat”, kas gücü gerektiren, bedenin kullanıldığı spor dallarında yapılır, beynin kullanıldığı sanat etkinliklerine bu kavram uymaz. Şiir fonetik sanattır. O nedenle burada yapılan şiir şenliğidir. Şiir okumanın olimpiyatla ilgisi yoktur.

Böyle yanlış başlıklar atarak büyük kitlelerin Türkçe kavramları kaydırılıyor!

Yazım kuralları kaydırıldı, şiir dili kaydırıldı… Soruyorum, “İnsanlık ele ele” denir mi? “İnsanlık için ele ele” olur, “İnsanlar ele ele” olur, ama bu cümle olmaz.

Peki, şenliğin amacı nedir? Yoksulluk, açlık, kıtlık, vb bir felaketle karşılaşanlarla dayanışma için mi yapılıyor? Cevabınız hayır ise, neden “insanlık” deyimi kullanılmış?

Daha neleri yedirmediler ki bize. Şimdi 2.sınıfta başlatarak İngilizce öğreteceklerini sanıyoruz, asla öğretmezler, bakın bütün tişörtlerde İngilizce ne varsa hepsi bozuk! Reklam edilen İngilizce kasetler bile bozuk. Örnek isterseniz; reklamında beş elma için “big apple”, sekiz elma için “huge apple” diyor; sayı kavramı yerine hacim kavramı vermiş. Yani İngilizce de öğretmiyorlar. Elmalar da yan yana değil, karışık duruyor; sıralı durmayan nesneler çocuğa saydırılmaz!

Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Dil ve o dilin kavramları, zihinsel faaliyetin olmazsa olmazıdır. İnsan, kavramlarla düşünür, kavrar. Kavramlarını kaybeden bir dilde düşünme de kaybolur. Bu yüzyıl insanoğlunun tarih boyunca ürettiği ne varsa hepsi kaybettiriliyor. Özellikle çocuklarımız bu savaştan en büyük zararı görecektir, onlar açıktan savunmasız tehlike altındadır, henüz olgunlaşmadan beyinleri yok ediliyor.

Dilimiz, kutsallarımız ve masum yavrularımız tehdit altındaysa bu ne anlama gelir?

Mahiye MORGÜL, 19 Haziran 2012